MSB'nin Arifiye yerleşkesindeki Yeni Nesil Fırtına Obüsleri teslimat töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde; "6 adet yeni nesil Fırtına Obüsü'nün ülkemize, ordumuza hayırlı olmasını diliyorum. Yeni nesil fırtına obüsleri pek çok avantaja sahip. Obüslerimizin beka kabiliyeti hem de ateş gücü artırılmıştı. Kazandırılan ilave yetenekler arasında atış kontrol, otomatik mühimmat yükleme, yangın söndürme, yeni paket askı donanımı, yeni nesil yardımcı güç unsuru bulunuyor. Fırtına Obüslerinin gücüne güç katan sistemlerle dışa bağımlılık azalmış oldu. Fırtına obüslerimizde 2025 yılından itibaren geliştirilen motor ve transmisyonu kullanacağız. Savunma ürünleri ihracatında zaman zaman karşımıza çıkan lisans meselesini de kökten çözüme kavuşturacağız. Bu projenin icrasında görev alan herkese teşekkür ediyorum. Mayıs ayında 2 adet yeni Altay tankı testlerini gerçekleştirmek üzere ordumuza ve güç grubuna teslim ediyorum. Altay'ın testlerini tamamladıktan sonra2025'ten itibaren seri üretime başlıyoruz. Arifiye tesislerimizde Altuğ 8X8 zırhlı personel taşıyıcılarının üretimi, Leopar 2A4 tanklarının modernizasyonu, farklı motor ve transmisyonların yatırımları da devam ediyor.
Birilerinin ona buna satıldı diyerek iftiralarına neden olan Arifiye bakım fabrikası ordumuzun ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürüyor. Sıradan işletme devrini çarpıtarak sermaye düşmanlığı yaparak ABD'den İngiltere'ye kapı kapıya dolaşarak, benzin istasyonlarında bir şeyler yemeye gayret edenler yabancı ekonomi komiserlerinden yardım dileniyor. Biz bu dev eserleri ortaya koyuyoruz. İşten atılacak denilerek galeyana getirmek istedikleri fabrika personelleri hiçbir kayba uğramadan fabrikamızda çalışıyor, ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Fabrikayla ilgili hiçbir iddiaları tutmayanlar yarım ağızla da olsa bir özür dileme erdemi göstermediler. İşte bu güzel Sakaryamızı temsil eden bir tane millet vekili var, ondan da açtığım davadan 50 bin lirayı aldım. Onu da vakıflarımızdan birine verdik, hiç olmazsa hayırları dokunsun. Bu hazin tabloyu da ayrı bir pişkinlik örneği olarak milletimizin takdirine bırakıyoruz. İşin aslını bildikleri halde ısrarla yalan söyleyenlerin milletimize özür borçlarını ifa etmeleri gerektiğine inanıyorum.Grup kürsülerini iftira kürsülerine çevirenleri, ülkemizin çıkarlarını ilgilendiren milli meselelerde yalan siyasetini terk etmeye davet ediyorum. Yaparlarsa ne ala. Yapmazlarsa biz milletimize saygımızın geleneği olarak onların yalanlarını deşifre etmeyi sürdüreceğiz. Savunma sanayi alanında da tam bağımsızlığımızı ilan edene kadar durmayacak, dinlenmeyeceğiz. İşte bugün burada olduğu gibi kamu ve özel sektör iş birliğiyle ülkemizi başarıdan başarıya koşturacağız. Türkiye'nin zincirlerini kırdığı alanların başında savunma sanayi geliyor. Göreve geldiğimizde yüzde 20'si milliydi, şimdi yüzde 80'i milli olan savunma sanayine sahibiz. Bu alanda hayal dahil edilemeyen başarılara imza attık. Savunma sanayinde başarı hikayesi yazmakla kalmadık, büyük zihniyet devrimi de gerçekleştirdik. Akim bırakılan ülkemiz bizimle birlikte ilk defa projelerinin neticelendiği, başarısını ispatladığı günleri gördü. Yapılamaz denilen, hayal mahsulü olarak nitelendirilen kritik projeleri gerçeğe dönüştürdük. Bu seviyeye bir anda gelmedik. Başbakanlığımızın ilk günlerinden itibaren ülkemizin güçlenmesi amacıyla yürütülen tüm çalışmalara sahip çıktık, destek verdik.Nice direnişlere nice sabotaj, ihanetlere maruz kalmamıza rağmen bu yoldan asla dönmedik. Hamdolsun somut neticelerle gurur duyduğumuz bu günlere geldik. Savunma ihtiyaçlarının karşılanması sürecinde yaşanan zihniyet değişikliğinin faydasını kısa sürede tecrübe ettik. 2002'de savunma sanayi sektöründe sadece 56 firma gösterirken bugün bu sayı 2000'i aştı. 62 olan proje sayısı 750'yi geçti. Toplam 5,5 milyar Dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken bu rakam 60 milyar doların üzerine çıktı. Savunma sanayinde araştırma geliştirmeye ayrılan bütçenin 49 milyon dolardan 1,5 milyar dolara yükseldiğini gördüğümüz günlere kavuştuk.İhracat alanında gurur verici tabloya şahit oluyoruz. 20 yıl önce 248 milyon dolar olan savunma ihracatımız geçen yıl 4,4 milyar dolarla rekor kırdı. Bundan 5-6 yıl öncesine kadar dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde 2 firma varken bugün o listede 7 firmayla temsil ediliyoruz. İHA, SİHA, taarruzi insansız hava araçları üretiminde dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında yer alıyoruz. Teknoloji özürlü, gafillerin karalama kampanyalarına rağmen insansız hava araçlarımız tüm dünyada gıpta ile takip ediliyor. İHA, SİHA'lar savaş yöntemlerini de dünyada değiştiriyoruz. Fırtına Obüslerimizle birlikte özellikle sınırlarımız dışından ülkemizi hedef alan terör örgütlerinin kabusu haline gelmiştir.Dev eserlerimizle inşallah gücümüzü perçinliyor, daha da sağlamlaştırıyoruz. Son 20 yılda elde ettiğimiz tüm bu başarıları Türkiye Yüzyılımızın girizgahı olarak görüyoruz. 2023'ü diğer alanlarla birlikte savunma sanayinde de dönüm noktası haline getirmekte kararlıyız. 2023 yılı 7'den 70'e herkesi gururlandıracak çok mühim gelişmelerin yaşandığı müjdelerle dolu bir yıl olacak. MMU'yu hangardan çıkarıp tüm dünyaya göstereceğiz. Bayraktar Kızılelma'nın uçuş manevra testleri gerçekleştirilecek. İlk SİHA gemisi olacak Anadolu'yu da bu yıl hizmete alıyoruz.Anadolu gemisine konuşlandıracağız Bayraktar TB3 SİHA ilk uçuşunu icra edecek. Gökbey'i Jandarma kullanacak. Ağırlığı 2 tonu bulmayan Atak 2 ilk uçuşunu gerçekleştirecek. Kılıçsat Küp uydusunu uzaya fırlatacağız. Derya gemisi İ sınıfı fırkateynlerimizin ve yeni tip denizaltılarımızdan Piri Reis de bu sene envantere girecek. Hava savunma ve füze sistemlerinde belli bir aşamaya geldiğimizi göreceğimiz bir yıl bizi bekliyor. Gökdeniz yakın hava savunma sistemini gemilere entegre etmeye başlayacağız. Atmaca füzeleri için geliştirilen turbojet motoru kullanıcılarına teslim edilecek. Yerli, milli elektronik harp kodlarının F16'lara entegrasyonunu tamamlayacağız. Eralp'in teslimini yapacağız. Düşmanlara korku, dostlara da güven versin."Haberler.com